Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: Siyonizmin sponsorlarını boykot etmek ahlaki bir duruştur
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: Siyonizmin sponsorlarını boykot etmek ahlaki bir duruştur
Boykotun önemiyle ilgili konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, siyonist işgal rejimini ayakta tutan sponsor firmalara dikkat çekerek, boykotun sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki ve insani bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
Özelde Gazze genelde ise tüm Filistin'de devam eden siyonist soykırıma karşı kamuoyunda boykot çağrıları artarak sürüyor.
İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine boykotun önemiyle ilgili konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yaz sıcaklarıyla birlikte tüketimi artan algida ve benzeri ürünlere dikkat çekerek, “siyonizmin sponsorlarını boykot etmek ahlaki bir duruştur” dedi.
Yalçın, sadece sokaklara çıkarak değil, alışveriş tercihlerimizle de mazlumların yanında olmanın mümkün olduğunu belirterek, “Gazze’de çocuklar ölürken bu ürünleri tüketmek büyük bir tutarsızlıktır” ifadelerini kullandı.
"Herkesin soykırıma destek veren firmaları boykot konusunda son derece kararlı ve tutarlı olması gerekir"
Ali Yalçın
"Siyonist işgali sürdürülebilir kılan şeylerden biri, aslında siyonizmi sponsor eden ve soykırımı finanse eden firmalardır." diyen Yalçın, şunları söyledi:
"Bu firmaların önemli bir kısmı ülkemizde de faaliyet göstermektedir. Oradaki cinayeti, soykırımı sadece sahadaki katil siyonist askerler üzerinden ya da sadece Netanyahu üzerinden okursak eksik bir okuma yapmış oluruz. Bu zulmü finanse eden, savaşın diğer parçası olan firmalar kısmını da görmek gerekir. Sahadakiler işin sadece katil kısmıdır. Ancak o mermiyi dolduran, bazen siyasi ve askeri destek sunma konusunu da açıkça deklare eden firmalardır. Bu nedenle siyonizmin sponsorlarını boykot etmek ahlaki bir duruştur. Gazze’deki masum insanların, Filistin’deki mazlumların yanında olduğumuzu göstermenin en etkili yolu budur. İnsanların, 'Ben Gazze’nin yanındayım' demesi soylu bir duruştur; ama bunu yaparken siyonizmi sponsor eden firmaları boykot etmemek bir o kadar tutarsızlıktır. Herkesin bu firmaları boykot konusunda son derece kararlı ve tutarlı olması gerekir. Oradaki katliamı engellemenin yollarından biri de soykırımın finansal kısmını çökertmek ve o firmalara ders vermekten geçmektedir."
"Boykot konusunda da ahlaki tutarlılık önemlidir"
Boykot konusunda ahlaki tutarlılığın önemine değinen Yalçın, "İnsanlar genelde işi devlet yönetimlerine havale ediyor. Evet, devlet yönetimleri bu konuda en etkili kesimdir. Çünkü karar alma mekanizmaları onlardır. Devletlerin bir araya gelerek oradaki savaşı durdurma konusunda etkili olması gerekir. Ancak kitlelerin, insan onurunu ve haysiyetini koruma noktasında mutlaka boykotu sürdürmesi ve oradaki cinayeti tüm dünyaya duyurma konusunda hassasiyet göstermesi gerekir. 'Bir zulmü engellemek istiyorsan, onu insanlığın tamamına duyur' şiarı gereğince bu konuda kitleler sokaklardan eksik olmamalı. 18 aydır bu konuda halkımız çok önemli bir duyarlılık sergiliyor. Bu duyarlılık örselenmemeli ve devam etmelidir. Boykot konusunda da ahlaki tutarlılık önemlidir. Sivil toplum kuruluşları, anneler, babalar, yetişkinler, hatta çocuklar bu konuda tavır almaktan çekinmemelidir." ifadelerine yer verdi.
"Okulda algida kamyonunu ıslıklayarak okul dışına çıkaran çocuklar, en ahlaki duruşu ortaya koyanlardır"
Geçen yaz İstanbul'da boykotlu dondurma firmasının okul bahçesinde öğrenciler tarafından ıslıkla boykot edilerek okuldan çıkarılması olayına değinen Yalçın, "Okulda algida kamyonunu ıslıklayarak okul dışına çıkaran çocuklar, en ahlaki duruşu ortaya koyanlardır. 'Ben ne yapabilirim?' sorusunun herkes için bir karşılığı var. O çocuk için, ıslıklayıp algida kamyonunu havaların ısınacağı bu zeminde okul dışına çıkarmış olmak kadar ahlaki ve erdemli bir duruşu ben tarif edemiyorum. Aynı duruş ebeveynler tarafından da ortaya konulmalıdır. Bu son derece önemlidir. Çünkü siz bu işin finansal ayağını oluşturan firmaları dizginleyemezseniz, orada soykırım, insan ölümleri, çocuk ölümleri, yaşlı ve savunmasız kadın ölümleri devam edecektir." şeklinde belirtti.
"Boykot son derece önemlidir"
Boykotun hayatın her alanında olması gerektiğinin altını çizen Yalçın, konuşmasının devamında şunları aktardı:
"Bu nedenle boykot son derece önemlidir. Sivil toplum bu konuyu gündemden düşürmemeli. Devlet yönetimleri, asla kamuya ait kantinlerden tutun da yemekhanelere kadar, genel tüketimin olduğu her alanda bilinçli bir tercihle, soykırımı finanse eden firmaların ürünlerine yer vermemelidir. Aileler de çocuklarının ısrarına yenik düşen oluyor. Asla buna müsaade edilmemeli çünkü bu konuda boykotu sürdürmek aynı zamanda soylu bir eylem olduğu kadar en önemli de eğitim mekanizmasıdır. Çocuğa ahlaki bir duruşu öğretmenin de aracıdır. Boykotlu bir ürünü çocuk istediği zaman çocuğa 'bunu aldığımızda orada bir çocuk ölecek. Dolayısıyla bunlar onu finanse ediyor' dediğinizde en anlamlı eğitimi veririsiniz. Bu, ciltler dolusu kitaptan çok daha anlamlı bir eğitim olur. Çocuğu bir eyleme, Gazze ile ilgili bir yürüyüşe katarsanız ona saatlerce anlatacağınız müfredattan ve anlatacağınız kitaptan çok daha etkili bir iş yapmış olursun."
"Toplumlar boykot konusunda dirençli ve samimi davranmalı"
Son olarak Yalçın, "Toplumlar bu konuda dirençli ve samimi davranmalı; Gazze’yi yalnız bırakmamalıdır. Gazze eninde sonunda özgür olacaktır. Yıllardır katil sürüsü siyonizm Gazze’yi hiç etmek için elinden gelen gayreti gösteriyor ama hâlâ orada bir avuç insan diye ifade edilen insanlara diz çöktüremediler ve çöktüremeyecekler. Gazze eninde sonunda özgür olacak. Önemli olan biz nerede durduk? Herkes kendi imtihanını veriyor. Kendi imtihanını geçmenin yolu da soykırımı finanse etmemektir. Boykotu adam akıllı sürdürmektir." dedi. (İLKHA)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.