Çocuklara Camii Market

Bir tebessüm, bir selam, bir ziyaret, bir hediye, bir dokunuş, dar günde çalan bir kapı zili…

Birikince milyonlarca iyilik olur. İnsanların hayatlarına yapılan iyilik dokunuşları hiçbir zaman unutulamaz. Bu iyilik ve güzellikler hele çocukluk yıllarına denk geliyorsa unutulması mümkün değildir. Çocukluğumuzdaki güzel hatıralar yaşadığımız insanlar, güzel anıları biriktirdiğimiz mekanlar yüreğimize nakış nakış işlenerek ebedi olarak yüreğimizin imar malzemesi olur.  Şimdi de koca bir mahalleyi merkez alıp elinin ulaşabildiği her yerde tebessüme, mutluluğa, kardeşliğe ve komşuluğa ümit tohumları eken, görevinin vermiş olduğu sorumluluğu bir sevdaya dönüştüren birisinden bahsetmek istiyorum. Malatya’nın Koyunoğlu Mahallesi’nde, minarelerden sadece ezan sesi yükselmiyor; aynı zamanda gönüllere dokunan iyilikler, çocukların gülüşmeleri, genç, ihtiyar demeden bir mahallenin ettiği dualar yankılanıyor. Bunların da kaynağı olan kişi Malatya Koyunoğlu mahallesinde bulunan Hacı Sabri Yüklüoğlu Camii’nin imamı Nusret ÇİÇEK, Nusret hoca camide sadece bir din görevlisi değil, mahallenin ağabeyi, kardeşi, evladı haline gelmiş.  Mahallesini merkez alarak elinin ulaşabildiği her yerdeki ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalıp bir iyilik elçisi görevi görüyor. Mahallenin gençlerine ağabeylik yapıp onlara camiyi evleri gibi görmelerini sağlıyor. Nusret Hocayla ilgili anlatacak çok şey var ancak bugün bu yazıya konu olan en önemli şey ve gelecek nesillerin camii ile haşrolmasına sebep olacak muhteşem bir fikirden bahsetmek istiyorum. Nusret Hocayı mahallede en çok çocuklar seviyor. Çocuklara olan yüksek ilgisi, muhabbeti ve sevgisinin yanında laf aramızda birde çocuklar için Camii Market kurmuş. Ve bunu yıllardır yapmasına rağmen yeni keşfediyoruz.  Evet, yanlış duymadınız. Nusret Hoca, caminin içine bir abur cubur dolabı yaptırmış. İçini kendisinin ve bu güzel fikre destek olmak isteyenlerin imkanlarıyla çeşit çeşit atıştırmalıklarla doldurmuş. Namazın hemen ardından tüm saflardaki çocuklar Nusret Hocanın yanına koşarak önce hocalarına bir sevgi seli gerçekleştirip ardından hemen Cami Market dolabının önünde neşe dolu bir kuyruk oluşuyor. Çocuklar sıraya giriyor, gözlerinde heyecan, ellerinde mutluluk... Her biri birer abur cubur alarak camiden ayrılıyor. Ama ellerinde sadece bir çikolata ya da gofret değil; aynı zamanda camiye dair güzel bir hatıra, bir tebessüm ve sevgi taşıyorlar. Bu küçük gibi görünen ama aslında büyük anlamlar taşıyan hareket, camiyi çocuklar için bir sevgi ve güven mekânına dönüştürüyor. Belki de yarının gençleri bu sevgiyle büyüyecek, bu samimiyetle dine, topluma ve birbirine daha çok bağlanacak. Nusret Çiçek’in yaptığı sadece görev değil; Anadolu irfanını kaynak alarak bir mahalleyi ayakta tutan, komşuluğu yaşatan bir gönül imarıdır. Onun örnek davranışı, hepimize ilham olurken icra ettiğimiz mesleklerde de istikbalin imarını, çocukların gönül dünyasına sunacağımız katkıyı ihmal etmemeliyiz.