Zamanın Fırça Darbeleri

Bir tabloya bakarken çoğu zaman sadece renkleri, şekilleri ve konuyu görürüz. Oysa tuvalin üzerinde görünmeyen bir başka şey daha vardır: Zaman.

Her fırça darbesi, sanatçının bir anını mühürler. O anki duygusu, odaya dolan ışığın yönü, belki de arka planda çalan bir müzik… Hepsi tuvalde yerini alır. Yıllar sonra biz o tabloya baktığımızda, sadece sanatçının hikâyesini değil, kendi hikâyemizi de okuruz.

Müze gezilerinde dikkat ettiğim bir şey var: Bazı insanlar eserlerin önünde uzun uzun durur, bazılarıysa hızla geçer. Hızlı geçenler, belki de zamanı “tüketmek” için oradadır; oysa sanat, zamanı tüketmek değil, ona dokunmak içindir.

Kültür, yalnızca kitaplarda ya da galerilerde saklı değil; biz ona ne kadar zaman ayırırsak o kadar canlanır. Çünkü sanat, aceleyi sevmez. Yavaş bakmayı, derin hissetmeyi, sessiz dinlemeyi ister.

Belki de modern dünyanın en büyük lüksü, bir tabloya acele etmeden bakabilmektir.


Yorumlar (0)

Bu yazıya henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yap