Toplumların hafızasında sanat, her zaman iyileştirici bir rol üstlenmiştir. Savaşların, göçlerin, doğal afetlerin ardından bile insanlar; türküleriyle, şiirleriyle, resimleriyle yeniden ayağa kalkmayı başarmıştır. Çünkü sanat, yalnızca estetik bir ifade biçimi değil; aynı zamanda bireylerin ve toplumların ruhunu besleyen güçlü bir şifa kaynağıdır.
Bugün yaşadığımız ekonomik ve sosyal zorluklara rağmen, tiyatrolarda perdeler açılıyor, sergiler düzenleniyor, genç sanatçılar yeni eserlerini paylaşmaya devam ediyor. Belki de bize en çok umut veren şey, bu üretim azmidir. Çünkü kültür, yalnızca geçmişi yansıtmaz; geleceği inşa eden bir pusula görevi görür.
Sanatı günlük yaşamın içine taşıyabilmek, toplum olarak en büyük ihtiyaçlarımızdan biri. Çocukların küçük yaşta tiyatroyla, müzikle, edebiyatla tanışması; gençlerin yaratıcı alanlarda kendini ifade edebilmesi; yetişkinlerin ise sanatla nefes alabileceği ortamların çoğalması gerekiyor.
Unutmayalım ki bir ülkenin kalkınması yalnızca ekonomik büyüklükle ölçülmez. Asıl güç, ürettiği sanatla dünyaya bırakacağı izdedir.
Sanatın şifasını hayatımıza katabildiğimiz ölçüde, toplumsal yaralarımız daha hızlı sarılır.
Bu yazıya henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!