
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Uşak 6. Olağan İl Kongresi’nde konuştu.
Uşak’ta 206 kilometre uzunluğunda demiryolu yenilemesi yaptıklarını ve şehre lojistik merkezi inşa ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Afyonkarahisar-Uşak-İzmir Yüksek Hızlı Tren Projesi’yle Uşak’ı İstanbul’a, Ankara ve Sivas’a hızlı trenle bağlayacaklarını anlattı.
Ankara-Afyonkarahisar-Uşak yüksek hızlı tren hattını Eylül 2019’da Uşak-Manisa-İzmir hattını da 2020’de hizmete açacaklarını anlatan Erdoğan, kente yüksek hızlı tren garı da inşa edeceklerini ifade etti.
Zafer Havalimanı’nı Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak’a kazandırdıklarını anımsatan Erdoğan, havayolunu halkın yolu yaptıklarını aktardı.
Erdoğan, son 15 yılda 17 baraj ve 12 gölet inşa ederek kentin kalkınmasına önemli katkılar sağladıklarına da değinerek, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na teşekkür etti.
Uşak Organize Sanayi Bölgesi’nin kullanma suyu problemini çözmek için Kocadere ve Uzundere barajlarıyla iletim hatlarının inşasının devam ettiğini dile getiren Erdoğan, 39 sulama tesisini bitirdiklerini ve 94 bin dekar zirai arazinin sulamaya açıldığını bildirdi.
Erdoğan, Uşak’a 262 milyon lirası hayvancılık olmak üzere, toplam 725 milyon lira tarımsal destek verdiklerini de aktararak, yapılan yatırımlar ve verilen desteklerle Uşak’ın bölgesinin parlayan yıldızı olduğunu dile getirdi.
Türkiye için üreten, çalışan, katma değer oluşturan herkese şahsı ve Türk milleti adına teşekkürlerini ileten Erdoğan, gelecek süreçte bu topyekun kalkınma hamlesini devam ettireceklerini anlattı.
Uşak’ın cumhuriyet tarihi boyunca demokrasiyi, özgürlükleri, milli iradeyi en güçlü şekilde savunan şehirlerden olduğunu vurgulayan Erdoğan, 15 Temmuz darbe teşebbüsünde de Uşaklıların kadını, erkeği, genci, yaşlısıyla demokrasi ve milli iradenin etrafında adeta etten bir duvar ördüğünü hatırlattı.
“O gece ülkelerine ve demokrasiye sahip çıkan tüm Uşaklılara teşekkür ediyorum” sözlerine yer veren Erdoğan, koruma polisi Mehmet Çetin’in Marmaris’te kendisini ve ailesini öldürmeye gelen FETÖ’cü hainlere karşı son nefesine kadar mücadele ettiğini hatırlatarak, Çetin’in oğlunun kendilerine emanet olduğunu söyledi.
Erdoğan, salondakilerin tekbir getirmesi üzerine şu değerlendirmede bulundu:
“Bir şey rica edeceğim. Biz bir siyasi partiyiz, değil mi? Bir siyasi parti olarak da tekbiri kimse bizimle tartışabilir mi? Ama bir siyasi parti olarak biz ülke genelinde 80 milyonu kucaklayacağımızı düşünerek mesajımızı geniş tutacağız. Biz nerede tekbir getireceğimizi çok iyi biliriz. O gece ne dedik, ‘Meydanlara, sokaklara’ dedik. Ardından ne dedik, ‘Ölümüne’ dedik. Bizler de siyasetin dilini çok iyi yakalayacağız. Çünkü biz hitabımızı 80 milyona yapacağız. Ve 80 milyona yaparken unutmayalım, burada her düşünceden, her yapıdan, her yaklaşımdan insanlar var, bunları da kucaklamamız lazım. Bunları da kucaklayarak inşallah 2019’un martına ve kasımına yürüyeceğiz. Onun için burada hassas olalım. Bizim söyleyecek, konuşacak çok şeylerimiz var. Tekbiri de yerinde kullanacağız.”
“ASKER KILIKLI, POLİS KILIKLI KALLEŞLER HEDEFLERİNE ULAŞAMADI”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Marmaris’te yaşananların FETÖ’nün “aşağılık, müptezel ve paravan” bir örgüt olduğunu açıkça ortaya koyduğuna işaret ederek, “Aklını ve iradesini Pensilvanya’daki şarlatana teslim edenler, namuslarına emanet silahlarla milletimizi ve güvenlik güçlerimizi katletmekten çekinmediler. Ama onların ihaneti ne kadar büyükse milletimizin direnişi de o derece asildi. Mehmet Çetin gibi yiğitlerin sayesinde ruhunu işportada bir dolara satan asker kılıklı, polis kılıklı kalleşler hedeflerine ulaşamadı.” ifadelerini kullandı.
Marmaris’te iki polisi şehit edenlerin tamamının saklandıkları lağım çukurlarında yakalanarak adalete teslim edildiğini hatırlatan Erdoğan, o gece iki kadın polisin yaralandığını da anımsattı.
O gece fütursuzca millete saldıranların şimdi dört duvar arasında adalete hesap verdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Pensilvanya’daki şarlatanın bunlara fısıldadığı… Ne diyor ‘Bahar yakın’ diyor, o baharlar var ya işte onlar hiçbir zaman gelmeyecek. Nereye gizlenirlerse gizlensinler, sırtlarını kime dayarlarsa dayasınlar, bu millete ihanet edenlerin hepsini saklandıkları inlerinde bulup yargıya teslim edeceğiz. Bu hainlerin her birinden 15 Temmuz şehitlerimizin hesabını muhakkak soracağız. Bırakın Avrupa’yı, Amerika’yı Fizan’a da kaçsalar, adli birimlerimizle, diplomatlarımızla, ilgili kuruluşlarımızla bunların peşlerini bırakmayacağız. Gittikleri her yerde devletimizin soluğunu enselerinde hissetmeye devam edecekler.”
Mehmet Çetin başta olmak üzere bütün 15 Temmuz ve terörle mücadele şehitlerine Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, şehitlere Fatiha okudu.
Uşak’ın FETÖ’nün uzun yıllar üzerinde çalıştığı illerden olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “himmet, hizmet, eğitim, yardım, hayır” gibi milletin baştacı ettiği kavramların arkasına saklanan örgütün her yerde insanların kene gibi kanını emdiğini anlattı. Erdoğan, “Anadolu’nun dört bir yanındaki en parlak gençlerimiz bu örgütün efsunlu ideolojisiyle uyuşturularak, karakteri formatlanarak Pensilvanya’daki din tüccarına kul, köle haline getirilmiştir.” dedi.
Örgüt mensuplarının kendi çıkarları için istismar etmeyecekleri hiçbir ilke, değer ve kural olmadığına da değinen Erdoğan, yalan söyleyip kendi ikballeri uğruna masum insanlara iftira attıklarını, sınav sorularını çaldıklarını anımsattı.
FETÖ mensuplarının bölücü terör örgütüyle dahi kol kola girmekten çekinmediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin son dönem siyasi tarihindeki birçok karanlık ve kanlı hadisenin gerisinde Feto aklı, FETÖ’cülerin parmak izi vardır. Kendi kafası o kadar çalışmaz ha, onu da bilin. Akıl, o değil. Onun arkasında. Yani sufle ediyor, o yazıyor ve konuşuyor. Milletimizi birbirine düşürmeye çalışan provokasyonların çoğunun planlayıcıları, uygulacıları bu örgüt mensuplarıdır. Şimdi baktığımızda daha iyi görüyoruz ki terör örgütleriyle mücadelemizde bir dönem yaşanan aksaklıkların sebebi de yine FETÖ’nün sabotajlarıdır, içeriden yaptığı engellemelerdir.”
Yıllardır ziyaret ettileri illerde ve fırsat buldukları her platformda vatandaşlara Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) karanlık yüzünü anlattıklarını, bu yapıyla aralarına mesafe koymaları çağrısında bulunduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vatandaşlarımıza sürekli çocuklarını bu yapının okullarına göndermemelerini, paralarını bu örgütün bankasına yatırmamalarını, FETÖ ile irtibatlı hiçbir oluşumun içinde yer almamalarını, 2010 yılından itibaren hep ifade ettim ama anlatamadım. O gün çağrımıza kulak kabartanlar, örgütle bağını tamamen koparanlar, ne kadar doğru bir karar verdiklerini daha sonra çok iyi anladılar. Buna karşılık üç yıl boyunca her düzeyde yapılan çağrılara kulak vermeyenler, maalesef hatalarıyla baş başa kaldılar.”
15 Temmuz sonrasında devletin yaşadığı büyük travmaya rağmen FETÖ ile mücadelesini hukuk çerçevesinde yürüttüğüne dikkati çeken Erdoğan, münferit hadiseler veya örgütün bilinçli manipülasyonları dışında hiç kimsenin mağduriyet yaşamaması için titizlik gösterildiğini vurguladı.
Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bütün bunlara rağmen yaşanan birtakım aksaklıklar, eksikler olmuşsa onları da tespit ettikçe düzeltiyor, mağduriyetleri gideriyoruz. Önümüzdeki süreci de inşallah aynı hassasiyetle devam ettireceğiz. Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmaz. Bunun için ne adına olursa olsun, devletin bünyesinde yeni paralel yapılar kurulmasına asla izin vermeyeceğiz. Elbette insanlarımızın manevi dünyasında önemli yeri olan gönüllü kuruluşlarımızın, vakıflarımızın, derneklerimizin başımızın üzerinde yeri vardır. Elbette ülkemizdeki ve dünyadaki tüm mazlumlar, mağdurlar ve ihtiyaç sahipleri için gece gündüz demeden koşturan hayır kurumlarımızı el üstünde tutacağız ancak hiçbir yapının kendi tebliğ, eğitim, hayır sınırları dışına çıkıp devlet, siyaset, ticaret ve sivil toplum alanında tahakküm kurmaya yönelik gayretlerine de göz yummayacağız.”
Türkiye’deki tek parti döneminin faşist zihniyetinin artık tarih olduğunu dile getiren Erdoğan, bu ülkede 28 Şubat döneminin baskıcı politikalarının hükmünü yitirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede artık FETÖ tipi riyakar yapıların devri kapanmıştır. Allah’ın izniyle hiçbir güç Türkiye’yi o eski karanlık günlerine geri döndüremeyecektir.” dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Son günlerde aslı astarı olmayan haberler üzerinden bu millet için dişini tırnağına takan gönüllü kuruluşlarımızın, özellikle de Diyanet İşleri Başkanlığımızın yıpratılmaya çalışıldığını görüyoruz. CHP zihniyetinin ve adı sanı belli din düşmanı çevrelerin eski Türkiye’yi hortlatmaya dönük saldırılarına kesinlikle rıza göstermeyeceğimizin bilinmesini istiyorum.”
“94 YILLIK BİR PARTİYİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN VE MARJİNALLERİN OYUNCAĞI HALİNE GETİRDİ”
Mevlana’nın, “Testinin içinde ne varsa dışına o sızar” sözü ile “Dervişin fikri neyse zikri de odur” atasözünü aktaran Erdoğan, ana muhalefet partisine bakıldığında bu sözlerin derin hikmetine tekrar tekrar şahit olunduğunu ifade etti.
Demokrasilerde çok önemli yeri olan ana muhalefetin Türkiye’de düştüğü ihanet ve dalalet çukurundan bir türlü çıkamamasını üzüntüyle karşıladığını belirten Erdoğan, “Kaset mamülü genel başkan, 94 yıllık bir partiyi adeta bir mirasyedi gibi gitti, terör örgütlerinin ve marjinallerin oyuncağı haline getirdi. Kumpasla geldiği koltuğunu korumak için son 8 yıldır iş birliğine gitmediği, piyonluğunu yapmadığı hiç kimse, hiçbir grup kalmadı.” dedi.
Ana muhalefet partisinin 30 Mart 2014’teki seçimler öncesinde Meclis’teki grup kürsüsünü FETÖ’nün montaj ürünü kasetlerine kiraya verdiğini dile getiren Erdoğan, ana muhalefetin, her grup toplantısını, milletin sorunlarını gündeme getirmek yerine FETÖ’cülerin eline tutuşturduğu illegal dinlemelerin arenasına çevirdiğini söyledi.
Bu partinin milletvekillerinin sabahtan akşama kadar FETÖ’nün gazete görünümlü paçavralarının önünde nöbet tuttuğunu anlatan Erdoğan, partinin başındaki zatın da adeta FETÖ’nün haber bültenlerinin ekran yüzü haline geldiğini kaydetti.
Erdoğan, şunları belirtti:
“Önce 30 Mart’ta, ardından 10 Ağustos’ta, daha sonra 1 Kasım’da, en son 16 Nisan’da milletimiz bunlara esaslı bir ders verdi ama FETÖ ağzıyla konuşmayı, hatalarında ısrar etmeyi sürdürdüler. Ana muhalefetin başındaki zat, 15 Temmuz için ‘kontrollü darbe’ iftirasını her tekrarladığında aslında Pensilvanya’ya ve onun asıl sahibine selam çakıyor, biat tazeliyor. FETÖ’nün tezlerinin, yalan ve iftiralarının borazanlığını yaparak oturduğu koltuğunun diyet borcunu ödüyor.
Şahsıma saldırarak, devlete düşmanlık ederek, FETÖ’ye ve marjinal örgütlere sırtını dayayarak kendisini bekleyen akıbetten kurtulmaya çalışıyor. İşi, bölücü örgütün partisiyle il başkanı takasına kadar vardırdı. İstanbul gibi birçok Avrupa ülkesinden bile kalabalık olan bir şehrin başına devletin polisine katil diyen, milletin inançlarıyla alay eden, soykırım yalanının savunuculuğunu yapan, başka da vasfı olmayan birini getirdiler.”
KAFTANCIOĞLU’NUN SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun geçmişte sosyal medyada yaptığı paylaşımlara dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu kişinin sosyal medya hesaplarına şöyle bir göz attığınızda inanın insanın yüzü kızarıyor. İl başkanı diye İstanbul’u teslim ettikleri kişinin yazdıklarına, beyanatlarına baktığınızda CHP gibi bu ülkede iyi kötü belli bir yeri, belli bir geleneği olan parti adına utanç duymamak mümkün değil. Ben CHP’ye gönül veren insanların bu halden çok rahatsız olduğuna inanıyorum. Açıkçası, Gazi Mustafa Kemal’in partisinin düşürüldüğü bu kötü durumdan hem ülkemiz demokrasisi adına hem de CHP’li dostlarımız adına endişe duyuyorum.”
“ATATÜRK’ÜN ASKERİ MİYİZ, YOLDAŞI MIYIZ” TARTIŞMASI
CHP’nin garipliklerinin bir tane olmadığını söyleyen Erdoğan, parti içinde şimdi de “Atatürk’ün askeri miyiz, yoldaşı mıyız?” tartışması başlatıldığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ya bu tartışmaların tamamı boş be. Komik be. Dik durun, dik. Düşüncenizin, fikrinizin namusuna sahip olun. Mevcut genel başkan elinde CHP, Atatürk’e ne yoldaşlık ne askerlik ne arkadaşlık yapabilir çünkü bugün CHP, Pensilvanya’nın sözcüsü, Kandil’in kuklası, marjinal yapıların oyuncağı durumundadır. Türkiye ve demokrasi düşmanı çevrelerin piyonu haline getirilen bu partinin içinde bulunduğu bitkisel hayattan çıkma ihtimali de mevcut şartlarda pek görünmüyor ha, onu da söyleyeyim.
Aslını sorarsanız, siyasi rekabet açısından bu CHP’den bizim hiçbir şikayetimiz yok, biz memnunuz, işimiz kolay. Biz yalnızca Türkiye’nin böyle bir ana muhalefete mahkum edilmiş olmasına üzülüyoruz.”
“UNUTMAYIN, BU ÜLKENİN UMUDU SİZLERSİNİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablonun, AK Parti’nin üzerindeki yükü daha da ağırlaştırdığını belirterek, 2019 seçimlerine giden süreçte tabandan tavana kadar herkesin daha fazla çalışması, daha fazla gayret göstermesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, “Unutmayın, bu ülkenin umudu sizlersiniz. Bu ülkenin istikbalinin anahtarı sizlerin elindedir. Türkiye’yi 2023 hedeflerine taşıyacak, 2053 ve 2071 vizyonuyla buluşturacak olan kadro işte burada.” diye konuştu.
Erdoğan, AK Parti göreve geldiğinde kişi başı milli gelirin 3 bin 500 dolar olduğunu, şimdi ise 11 bin dolara yükseldiğini belirtti.
Türkiye’nin ihracatının 36 milyar dolardan 158 milyar dolara ulaştığını anlatan Erdoğan, “Bu, şimdi Türkiye için bir rekor.” dedi.
“SİYASETİ TÜRKİYE’DE BİZ YAPARIZ”
Göreve geldiklerinde Türkiye’nin IMF’ye borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Erdoğan, Davos’ta kendisinin yaşadığı olayı hatırlatarak, orada son görüşmeyi yaptıklarını söyledi.
Erdoğan, Davos’ta yaşadığı bir olayı da şöyle anlattı:
“Davos’un o zamanki başkanıyla bir görüşme yapıyorduk, yanımda bizim ekonomi bakanları da vardı. ‘Ne yapacağız bakalım?’ dedik, ‘Gene böyle sık sık gelip gidecek misin?’ dedim, güldü. ‘Bize siyasi talimat vermeye geleceksen gelme. Taksidi almaya geleceksen o ayrı bir konu. Onu zaten gönderiyoruz.’ dedim. Tabii şaşırdı çünkü siyaseti Türkiye’de biz yaparız ama dedim, ‘Alacağınızı da zaten biz size ödüyoruz. Taksitlerinizi alıyorsunuz. O zaman nedir bu yaptıklarınız?’ Bir daha da bu şekilde o güne kadar geldikleri gibi gelmediler. Zaten 2013’te de IMF’ye olan borcu bitirdik, defteri kapattık.
Şimdi Türkiye’nin IMF ile ilişkisi kalmadı. 27,5 milyar dolar Merkez Bankası döviz rezervi vardı. Şimdi 120 milyar dolar döviz rezervi olan bir ülke haline geldik ama unutmayın, biz 136 milyar dolara da çıktık ha. Bazı şartlarla buralara düştük, tekrar toparlayacağız ve Allah’ın izniyle bu defa 150 milyar doları inşallah bulacağız.”
“UŞAK’A YÜZDE 47 YETER Mİ?”
Uşak’ta, 16 Nisan’daki halk oylamasında elde edilen yüzde 47’lik oy oranının, bu kentte AK Parti’nin yapacak daha çok şeyi olduğuna işaret ettiğini belirten Erdoğan, “Bize yüzde 47 yeter mi? Biz sizleri de Kütahya gibi görmek istiyoruz. Çok daha iyi bir noktada görmek istiyoruz. Bir defa Uşak’ın kendine en az yüzde 60’ı hedef olarak koyması lazım.” dedi.
2018’in çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, partisinin il yönetiminden de 2019 seçimleri için söz istedi.
Kaynak : Cumhurbaşkanlığı